Büyük Selçukluların kurucu hükümdarlarından biri olan Sultan Alparslan 1032 yılında doğdu.1063 yılında tahta çıktı. Kendisine Ebu’l Feth unvanı verilmesini sağlayan Anadolu’nun Fethinden bir yıl sonra 1072 yılında öldürüldü. 9 yıllık iktidarı ve yaptığı işler kadar ölüm şekli ile de Türk tarihindeki emsallerinden daha farklı olan Sultan’ın ölümü yazımızın temel konusunu teşkil edecektir.
Sultan’ın ölümünü o günün güvenilir tarihçilerinden biri olan ve İslam tarihinin temel kaynaklarından birisi sayılan İbnü’l Esir’in kaleminden aktaralım.
“Sultan , Maveraünnehir hakimi olan Şemsü’l- Mülk Tekin üzerine bir sefere çıkarak beraberinde 200.000 süvariden fazla asker olduğu halde Ceyhun nehrini üzerine bir köprü yaptırmak suretiyle 20 geçtiğini belirtir. Daha sonra iki gulamın yani kölenin refakatinde huzuruna getirilen Berzem kalesi komutanı Yusuf’un dört kazık çakılarak el ve ayaklarının bağlandığını anlatır. Bunun üzerine Yusuf’un Sultana benim gibi bir adam böyle mi öldürülür vb. sözler ile hakaret ettiğini belirtir. Bunun üzerine Sultan’ın Yusuf’u serbest bıraktığı ve üzerine ok attığı kaydedilmiştir. Hükümdar isabet ettiremeyince Yusuf onun üzerine saldırıya geçmiştir. Hükümdar ise tahtından kalkmaya çalışırken ayağı tökezleyip düşmüştür. Yusuf durumdan yararlanarak Sultan’ı böğrüne bıçak saplayarak öldürmüştür. Olayın farkına varan hizmetkarlardan birinin Yusuf’u öldürdüğü cesedinin ise askerler tarafından parçalandığını belirtir.”
Sultan Alparslan Merv medresesine babasının kabrinin yanına gömülmüştür. Sultan vasiyetinde oğlu Melikşah’ı yerine tayin etmiştir. Nizamülmülk’ü vezir olarak atamıştır. Kardeşi Kavurd ise , Hükümdarın dul kalan eşi ile evlenecek ve Kirman bölgesine hakim olacaktı. Bir diğer oğlu Ayaz’ı ise devlet işlerinde Melikşah’a yardım ve valilik görevlerine tayin etmiştir. Ölüm sebebinin kişisel bir husumet olabileceği ve Batıni etkisinin tarihsel olarak bulunmasının mümkün olmadığı bilinmektedir.
Melikşah ve babası Alparslan’ın iktidar süreci hakkında tavsiye edebileceğimiz kaynaklardan biri Muharrem Kesik Hoca’nın Selçukluların Muhteşem Sultanı Melikşah isimli eserdir. Kısa net ve doğru bilgiye ulaşacağımız kaynaklardan biridir. Okunup yararlanılması tavsiye olunur. Selam ve dua ile
Sultan’ın ölümünü o günün güvenilir tarihçilerinden biri olan ve İslam tarihinin temel kaynaklarından birisi sayılan İbnü’l Esir’in kaleminden aktaralım.
“Sultan , Maveraünnehir hakimi olan Şemsü’l- Mülk Tekin üzerine bir sefere çıkarak beraberinde 200.000 süvariden fazla asker olduğu halde Ceyhun nehrini üzerine bir köprü yaptırmak suretiyle 20 geçtiğini belirtir. Daha sonra iki gulamın yani kölenin refakatinde huzuruna getirilen Berzem kalesi komutanı Yusuf’un dört kazık çakılarak el ve ayaklarının bağlandığını anlatır. Bunun üzerine Yusuf’un Sultana benim gibi bir adam böyle mi öldürülür vb. sözler ile hakaret ettiğini belirtir. Bunun üzerine Sultan’ın Yusuf’u serbest bıraktığı ve üzerine ok attığı kaydedilmiştir. Hükümdar isabet ettiremeyince Yusuf onun üzerine saldırıya geçmiştir. Hükümdar ise tahtından kalkmaya çalışırken ayağı tökezleyip düşmüştür. Yusuf durumdan yararlanarak Sultan’ı böğrüne bıçak saplayarak öldürmüştür. Olayın farkına varan hizmetkarlardan birinin Yusuf’u öldürdüğü cesedinin ise askerler tarafından parçalandığını belirtir.”
Sultan Alparslan Merv medresesine babasının kabrinin yanına gömülmüştür. Sultan vasiyetinde oğlu Melikşah’ı yerine tayin etmiştir. Nizamülmülk’ü vezir olarak atamıştır. Kardeşi Kavurd ise , Hükümdarın dul kalan eşi ile evlenecek ve Kirman bölgesine hakim olacaktı. Bir diğer oğlu Ayaz’ı ise devlet işlerinde Melikşah’a yardım ve valilik görevlerine tayin etmiştir. Ölüm sebebinin kişisel bir husumet olabileceği ve Batıni etkisinin tarihsel olarak bulunmasının mümkün olmadığı bilinmektedir.
Melikşah ve babası Alparslan’ın iktidar süreci hakkında tavsiye edebileceğimiz kaynaklardan biri Muharrem Kesik Hoca’nın Selçukluların Muhteşem Sultanı Melikşah isimli eserdir. Kısa net ve doğru bilgiye ulaşacağımız kaynaklardan biridir. Okunup yararlanılması tavsiye olunur. Selam ve dua ile
0 Yorumlar